TURİZM HAFTASI 15-22 NİSAN

TURİZM HAFTASI 15-22 NİSAN

Dünya Turizm Haftası

Turizmin rengi, dili, dini ve ırkı olmadığı unutulmamalı, bütünü birleştirici bir parça olduğu daima hatırlanmalıdır. Bu amaçla her yıl 15-22 Nisan haftası Dünya Turizm Haftası olarak kutlanır.

Turizm, ulusal ve uluslararası düzeyde kazandığı dev boyutlarla, yatırımları ve iş hacmini geliştiren, gelir oluşturan, döviz sağlayan, istihdam alanları açan, sosyal ve kültürel hayatı etkileyen önemli toplumsal ve insancıl fonksiyonları başaran bir nitelik kazanmıştır. Bu nitelik dünyada turizme yönelik ulusal ilgiyi artırmış; turizmden beklentileri olan ülkeleri bu endüstrinin geliştirilmesine yöneltmiştir. Dövizin turizm yoluyla elde edilmesine yönelik faaliyetler, bu sektörün milli ekonomide önem kazanması sonucunu doğurmuştur. Turizmin özellikle gelişmekte olan ülkelerin ödemeler dengesine yaptığı olumlu katkı, ekonomik yönden turizmin yararlarını en önemli göstergesi olmuştur.
 
Turist ise belirli bir gelire ve boş zamana sahip olan konaklama, yeme, içme ve seyahat gibi somut dinlenme, eğlenme, merak, kültür, eğitim, spor, dini gerekler vb. soyut amaçlarla sürekli yaşadığı, çalıştığı bölgeden başka bir bölgeye seyahat eden ve gittiği bölgede en az bir gece konaklayan ekonomik anlamda tüketici olan kişi ya da kişiler topluluğudur. Turizm hizmetleri iki ana başlık altında toplanmaktadır. Bunlar, seyahat ve konaklama hizmetleridir.

 TURİZMİN ÜLKE EKONOMİSİNE KATKISI

İlk kez karşımıza 21. Yüzyılda bazı zengin İngilizlerin Avrupa ülkelerine yapmakta oldukları geziler ile çıkmış olan turizm kelimesi, özellikle ikinci dünya savaşı sonrasında dünya çapında oldukça yaygınlaşmaya başlamıştır. Turizm kısaca kişilerin dinlenmek, eğlenmek ve yeni yerler görmek için yapmakta olduğu farklı ülkelere ya da bölgelere yapılmakta olan gezileri çekmek için yapılmakta olan ekonomik ve kültürel faaliyetlerin tümü olarak adlandırılabilir. Turistik geziler sadece bir yerden bir başka yere seyahat etmek olmamakta aynı zamanda gidilen yerin kültürünü ve tarihini de öğrenme, toplumsal olarak iletişime geçme fırsatı olmaktadır. Turizm insanların farklı güzellikleri ve farklı toplulukları tanımasına ve tarihte yaşamış kişiler hakkında bilgiler edinmesine olanak sağlamaktadır. Bu sayede kendinden sonraki gelecek nesillere daha iyi ve yaşanabilir bir dünya bırakma fırsatları da vermektedir.

İlk başlarda oldukça sınıflı bir kitleye hitap etmekte olan turizm kavramı sadece belirli maddi düzeyin üzerinde olan kişiler tarafından gerçekleştirilebilmekteydi. Ancak gün geçtikçe artan ulaşım imkanları, gelişen teknoloji sayesinde oldukça ekonomik fiyatlara bir yerden bir yere gidebilme şansı ve her kesime hitap eden sayısız konaklama seçenekleri turizmi her kesimden insan için yapılabilir konuma getirmiştir. Gelişmekte olan toplum yapısının sağlamakta olduğu tatil yapma ve turistik geziler gerçekleştirme olanağı bireyler için ne kadar eğlenme, dinlenme ve yeni yerler görerek, yeni toplumlar tanıma imkanı sağlamakta ise, ziyaret edilmekte olan bölgeler içinde büyük bir ekonomik kaynak oluşturmaktadır.

Turizm'in Ekonomiye Katkıları

Günlük hayatın stresinden ve yorgunluğundan kaçmak ve dinlenerek, yeni yerler görmek, aynı zamanda keyifli vakit geçirmek için gerçekleştirmekte olduğumuz turistik geziler, ziyaret etmekte olduğumuz bölgeler için oldukça büyük bir ekonomik kaynak olmaktadır. Ziyaretlerimiz esnasında yapmakta olduğumuz harcamalar, gittiğimiz bölge insanları için büyük gelir kaynakları olmaktadır. Ülkemizde özellikle yaz aylarında Ege ve Akdeniz bölgesinde yer almakta olan birçok turistik bölge ekonomisini tamamen turizme bağlamıştır. Bu tarz bölgelere genel olarak turistik bölge adı verilmektedir. Turizm genel manada ekonomiye büyük katkılarda bulunmakta, eğlence ve dinlenme amacı ile gerçekleştirmekte olduğumuz tüm turistik gezilerde maddi bir harcama yaparak finansal bir hareketlilik oluşmasına imkan vermiş oluruz.

Başlı başına bir sektör halini almış olan turizm birçok turistik bölge sakininin genel geçim kaynağı olmayı başarmaktadır. Özel olarak bu alanlara yönelmekte olan birçok yatırım özel kuruluşlar ve devlet kuruluşları tarafından özenle gerçekleştirilerek farklı ekonomik kaynaklar üretilmeye çalışılmaktadır. Ülkemizde bu alanda birçok atılım gerçekleştirmekte ve birçok turistik bölgesi ile turistik gezilerin uğrak mekanlarından birisi olmaktadır. 

Türkiye'de Turizm Olanakları

Ülkemiz turizm açısından tam manası ile bir cennet olmaktadır. Yaz aylarında Akdeniz ve ege bölgelerinde turistlere sağlamakta olduğu eşsiz tatil seçenekleri, birçok farklı tarihi medeniyete ev sahipliği yapmış olmasının getirdiği engin tarihi unsur ve doğa harikası olan birçok bölgesi ile farklı zevklere göre seçenekler sunmaktadır. Her yıl yerli ve yabancı milyonlarca turist çekmekte olan Antalya, Muğla gibi bölgeler ülke ekonomisine oldukça büyük katkılarda bulunmakta ve geniş bir çalışma alanı oluşturmaktadır. 

Bu alanda çalışmak üzere birçok eğitimli insan yetiştirmekte olan ülkemiz turistik gezilerde görev yapmak için eğitim almış bireyler ile büyük farklılıklar yaratmaktadır. Otelcilik okulları, turizm kurslar gibi birçok farklı imkan ile hizmet vermek için kaliteli çalışan gücü oluşturan ülkemiz gelen turistlere en iyi şekilde ülkemizi tanıtarak her sene daha fazla ziyaretçiyi kendine çekmeyi ve daha fazla kazanç sağlamayı amaçlamaktadır.


Turizm Haftası, 15-22 Nisan Turizm Haftası, Turizm Haftası Nedir?

Turizm, dinlenmek, eğlenmek, görmek ve tanımak gibi amaçlarla yapılan geziler ve bir ülkeye veya bir bölgeye gezmen (turist) çekmek için alınan ekonomik, kültürel, teknik önlemlerin, yapılan çalışmaların tümüdür. Turistik gezi, insanların sadece bir yerden bir yere gitmesi değil kültürel, ekonomik ve toplumsal olarak da iletişim içinde olmalarıdır.


Turizmin Önemi
Turizmin önemini genel olarak aşağıdaki ana maddeler altında toplayabiliriz:
1. Turizm milyonlarca insanı tüketici ve üretici olarak ilgilendirir.
2. Turizm sağladığı döviz gelirleri ile dış ödemeler ve dış ticaret bilançolarının düzeltilmesini sağlayan bir faktördür.
3. Turizm gelişmemizin itici ve sürükleyici bir elemanıdır. Her şeyden önce turizm amaçlı mal hizmetlerin tüketimi bu hizmetleri üreten firmalar için bir gelirdir. Bu ihtiyaçların artması daha çok mal ve hizmet üretmek zorunluluğunu, yatırımları, üretimi ve gelirleri arttırmıştır.
4. Turizm faaliyetleri yeni çalışma alanlarının açılmasını sağlamaktadır Bu olay geliştikçe de yeni turizm işletmeleri açmak ve daha çok personel kullanmak gerekmektedir.  

Turizm faaliyetlerinin sosyal bakımdan önemi ise;
1. Turizm, insanlar ve uluslar arasındaki karşılıklı tanımanın bir aracıdır.
2. Turizm, ülkenin birbirinden farklı anıtsal ve kültürel değerlerini karşılıklı olarak tanımaya, insanların genel kültür düzeylerini yükseltmeye imkan veren bir araçtır.
3. Turizm, doğal, sosyal ve kültürel çevrenin korunmasını ve değerlendirilmesini sağlayan bir elemandır.
Turizm Çeşitleri Nelerdir?
Kongre turizmi
Sağlık turizmi
Yat turizmi
Botanik turizmi
İnanç turizmi
Av turizmi
Yayla turizmi
Mağara turizmi
Dağcılık turizmi
Sualtı dalış
Rafting
Kış turizmi olarak sıralanabilir.

Turizm haftası ile ilgili güzel sözler
Temizlik turizmin, turizm kalkınmanın anahtarıdır.
Turizm, bacasız fabrikadır.
Turizmin anahtarı temizlik ve hoşgörüdür.
Memnun ayrılan turist, daha çok turist demektir.
Turizm, kalkınmanın lokomotifidir.
Turizm hizmetle gelişir, sevgi ile büyür.
Yurdumuzdan hoşnut ayrılan her turist bizim yeni bir dostumuzdur.
Turizm yolu, barış ve kalkınma yoludur.
Turiste saygı varsa, turizmde kaygı yoktur.
Bir memnun turist, bin turist yollar.
Hiç bir mavi Akdeniz'den güzel değildir. /

 Unesco Dünya Mirası Listesi Türkiye (Tarihi Turistik Yerlerimiz)

Unesco Dünya Mirası Listesi, Unesco Dünya Mirası Listesi Türkiye, Unesco Tarafından Koruma Altına Alınan Yerler

Unesco Nedir?

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü ya da İngilizce kısaltmasıyla UNESCO, Birleşmiş Milletler'in özel bir kurumu olarak 1946 yılında kurulmuştur. Bu kurumun yasası 1945 yılı Kasım ayında Londra'da 44 ülkenin temsilcilerinin katıldıkları bir toplantıda kabul edilmiştir.
Dünyadaki doğal, kültürel ve karma (doğal ve kültürel) oluşumları listeleyen UNESCO Dünya Mirasları Listesi, listede yer alan yapıları ya da doğal güzellikleri koruma altına alıp onların gelecek nesillere zarar görmeden ulaşmasını hedefliyor. Dünyanın dört bir yanından bu listeye giren noktalar mevcut.

Uluslararası önem taşıyan ve bu nedenle takdire ve korunmaya değer doğal oluşumlara, anıtlara ve sitlere “Dünya Mirası” statüsü tanınmaktadır. Sözleşmeyi kabul eden üye devletlerin UNESCO’ya başvurusuyla başlayan ve Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) ve Uluslararası Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) uzmanlarının başvuruları değerlendirmesi sonunda tamamlanan bir işlem dizisinden sonra aday varlıklar Dünya Miras Komitesinin kararı doğrultusunda bu statüyü kazanmaktadır.

Ülkemizin, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğu altında yürüttüğü çalışmalar neticesinde bugüne kadar UNESCO Dünya Miras Listesi’ne 18 adet varlığımızın alınması sağlanmıştır.

 1.İstanbul'un Tarihi Alanları (İstanbul) 1985

Zenginliklerimizin dünyanın bu özel listesine girmesi 1985 yılına dayanıyor. Süleymaniye Camii, Ayasofya gibi önemli tarihî yapılar dâhil olmak üzere, Tarihi Yarımada, bu listeye giren ilk noktalardan biri.
2. Göreme Millî Parkı ve Kapadokya (Nevşehir) 1985 (Karma Miras Alanı)
Ülkemizin en çok turist çeken yerleri arasında bulunan Göreme Milli Parkı ve Kapadokya da UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren ilk karma alan.
3. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas) 1985
13. yüzyılda Mengücekli Beyi Ahmed Şah tarafından inşa ettirilen Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, Sivas’ın Divriği ilçesinde bulunuyor ve bu eser, Türklerin Anadolu’da verdikleri ilk eserlerden biri.
4. Hattuşa: Hitit Başkenti (Çorum) 1986
Çorum’da bulunan Hattuşaş, milattan önceki yıllarda pek çok medeniyeti etkilemiş kültürel ve sanatsal alanlara sahip. Geniş bir alana yayılan Hattuşaş’ta Hitit kalıntılarının yanı sıra Roma, Asur, Frig, Bizans gibi medeniyetlerin de kalıntıları bulunuyor.
5. Nemrut Dağı (Adıyaman) 1987
Adıyaman sınırları içerisinde bulunan Nemrut Dağı’nın bu listeye girme nedeni, milattan önce bu topraklarda hüküm süren Kommagene Krallığı’ndan günümüze kalmış kalıntılar.
6. Xanthos-Letoon (Antalya-Muğla) 1988
Fethiye yakınlarında bulunan ve en eski kalıntıların tarihi M.Ö. 8. yüzyıla kadar dayanan Ksanthos Letoon, Likya kültürünü dünyanın tanımasını sağlayan ören yeri olarak biliniyor.
7. Hieropolis-Pamukkale (Denizli) 1988 (Karma Miras Alanı)
M.Ö. 2. yüzyıldan itibaren yerleşimin olduğu düşünülen Hierapolis ve Pamukkale, ülkemizin karma sınıflandırmasında yer alan ikinci alanı. Alana dâhil olan tarihî kalıntılar ve doğa harikası Pamukkale travertenleri UNESCO koruması altında.
8. Safranbolu Şehri (Karabük) 1994
Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinin sergilendiği ve geçmişte kervan yolları üzerinde yer alması nedeniyle Süleyman Paşa Medresesi, Eski Cami gibi pek çok yapının inşa edildiği Karabük’ün ilçesi Safranbolu da yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktalarından.
9. Truva Arkeolojik Alanı (Çanakkale) 1998
Anadolu ve Akdeniz uygarlıklarının ilk etkileşimine dair kanıtlar sunan ve Çanakkale sınırları içerisinde bulunan Truva, yaklaşık 4.000 yıllık geçmişiyle dünyanın en büyüleyici tarihî noktalarından biri.

10. Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne) 2011
İnşa ettiği yapıların sırlarını bugün bile çözmeye çalıştığımız, tarihin en önemli mimarlarından biri olarak görebileceğimiz Mimar Sinan’ın inşa ettiği ve “Ustalık eserim” olarak adlandırdığı Selimiye Camii, Edirne’nin olduğu gibi Türkiye’nin de en önemli mimari eserlerinden biri.
11. Çatalhöyük Neolitik Alanı (Konya) 2012
Konya’da bulunan ve dünyanın ilk yerleşim birimlerinden biri kabul edilen Çatalhöyük’te M.Ö. 7400’lü yıllarda yerleşim olduğu düşünülüyor. Duvar resimleri, kabartmalar gibi pek çok sanatsal uygulamanın yapıldığı bu alanın en önemli özelliği ise şehir yaşamına dair bulunan kanıtlar.
12. Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı (İzmir) 2014
Günümüzde İzmir’in Bergama ilçesi sınırlarında bulunan ve Pergamon Krallığı’nın başkenti olan antik kent, bulunduğu dönemin bilim merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor. Tiyatrolar, kütüphaneler, ibadet alanları gibi sahip olduğu tarihî eserler sayesinde Pergamon, geçmiş hakkında bilgiler sunan noktalardan biri.
13. Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu (Bursa) 2014
Osmanlı Devleti’nin doğum yeri olan bilinen Bursa’da bulunan cami, medrese, hamam gibi yapılar ve bulunan diğer tarihi kalıntılar yaklaşık 6 yüzyıl boyunca hüküm süren devletin izlerini taşıyor.
14. Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı (Diyarbakır) 2015
Roma, Bizans, Osmanlı dâhil pek çok medeniyete ev sahipliği yapan topraklarda bulunan Diyarbakır Kalesi ve 5,8 km uzunluğundaki şehir surları geçmişin en dikkat çekici kanıtları arasında. Ayrıca Dicle Nehri’nin kıyısında bulunan Hevsel Bahçeleri de UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer alan güzelliklerimizden biri.
15. Efes (İzmir) 2015
Yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettikleri arkeolojik alanlardan biri de İzmir’de bulunan Efes Antik Kenti. Kuruluşu M.Ö. 6000’li yıllara dayanan Efes, Roma Dönemi’nin en görkemli eserlerini sunuyor.
16. Ani Arkeolojik Alanı (Kars) 2016
1. ve 2. yüzyılda Pakraduni Hanedanlığı’nın başkenti olan ve ardından pek çok önemli medeniyete ev sahipliği yapan topraklarda, Kars’ta, bulunan Ani Harabeleri yıllara meydan okuyan yapıları muhteşem bir manzara eşliğinde sunuyor.
17. Aphrodisias (Aydın) 2017
Aydın’da bulunan bir antik kent olan Afrodisias, M.Ö. 3. yüzyılda inşa edildiği düşünülen Afrodit Tapınağı başta olmak üzere pek çok önemli yapısı ve dikkat çeken pek çok sanat eseri keşfedilmesi gereken bir nokta.
18. Göbekli Tepe (Şanlıurfa) 2018
Şanlıurfa sınırları içerisinde bulunan Göbeklitepe, dünyanın en eski ve en büyük ibadet alanı olarak biliniyor. Ayrıca Göbeklitepe’deki bulguların insanlık tarihini değiştirebilecek düzeyde olduğunu belirtmekte yarar var. 

 

https://www.ktb.gov.tr/

17.04.2024 29

17-04-2024